Zara İlçesi Tarihi

Bizans Dönemi

Yöre bu dönemde önce Pontus, sonra Sebastia (Sivas) bölgesine bağlanmıştır.

Selçuklular Dönemi

Yörede Oğuz boylarının isimlerini taşıyan köylerin, (Avşar, Kızık, Eymir, Iğdır, Dodurga, Kargın) varlığı Türklerin Anadolu'ya ilk geldikleri zamanlardan beri Zara'da bulunduklarına işaret etmektedir. Şeyh Mezruban Hazretlerinin Zara civarının İslamlaşmasında büyük rol oynadığına inanılır. Anadolu Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat (miladi 1210 civarları) Şeyhe çok ihtimam etmiştir. Anadolu Selçuklularının Moğollar tarafından yıkılmasını kesinleştiren Kösedağ Savaşı Zara'da olmuştur (1243). Moğol hakimiyetinden sonra Zara Eratna ve Kadı Burhanettin devletlerinin idaresinde kalmıştır.

Osmanlı Dönemi

1398'de Yıldırım Beyazıd tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1520 senesi tapu defterleri şehirde 261 hane olduğunu göstermekte. Daha sonra 1548'de Kanuni Sultan Süleyman Kürt Koçgiri aşiretini Zara civaıina iskan etmiştir. 1871'de Sivas Sancağına bağlı bir kaza olmuştur. Kazaya ait salnameler incelenirse idari konumlarda Müslümanlar, Ermeniler ve Rumlar görülmekte. Bu da kazanın etnik terkibini yansıtmaktadır.

Diğer Bilgiler

Zara’ da yerleşim Kalkolitik çağa kadar uzanmaktadır. Tödürge Gölü civarındaki Çil Hasan Mevki’ inde yer alan Kültepe ve gölün batısında bulunan Tepecik Höyükleri ile Demiryurt (Tödürge) Köyü civarındaki Kaya Mağaraları bilinen en eski buluntulardır. Sözü geçen tarihi buluntular MÖ. 2600 yıllarına kadar dayanmaktadır.

Daha sonraki dönemlerde Hitit İmparatorluğu zamanında MÖ 2000 -1000 yılları arasında Zara’da İştitina adlı bir yerleşim yerinin bulunduğu, bu merkezin Tabal yönetim bölgesine dahil olduğu ve Sivas’tan doğuya giden bir ticaret yolu üzerinde yer aldığı görülmektedir.

MÖ. 1000 - 900 yılları arasında Urartu, MÖ. 700 ile 650 yılları civarında Kimer, MÖ 585 yılı civarında Med ve daha sonra da MÖ. 350 yılı civarında Pers İmparatorluğu’ nun hakimiyeti altına girmiştir.

Büyük İskender’in, seferleri sırasında kurduğu İmparatorluğa dahil olan Zara, daha sonra Cappadosia (Kapadokya) bağımsız prensliğinin sınırları içinde yer almıştır.

MS. 18 yılında Komutan Germanikus’un Cappadosia bölgesini fethetmesiyle birlikte Roma İmparatorluğu’ na katılmıştır. Bu imparatorluğun 395 yılında ikiye ayrılmasından sonra ise Bizans toprakları içinde yer almıştır.

Zara, Bizans döneminde 600 yılına kadar Pontus bölgesinde yer almış, 7.- 9. yüzyıllarda Armeniakon, 10. yüzyıldan itibaren Sebastia Theması sınırları içinde yer almıştır.

Türklerin Anadolu’da yurt kurmasından sonra 1080-1178 yılları arasında Danişmendi Beyliği toprakları içinde yer almış, bu devletin sona ermesini müteakip Anadolu Selçuklu Devleti’ ne katılmıştır. Zara,imparatorluğun Vilayet-i Danişmendiye yönetim bölgesi içinde kalmaktaydı. Selçukluların en mamur parçası Danişmendiye vilayetiydi.

Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat 1223 yılında Selçukluların büyük komutanlarından Kayseri Subaşısı ve İmparatorluk Saltanat Naibi Emir Kemalettin Kamyar’a Sivas’a tabi Zara’yı ikta olarak vermiştir. İbni Bibi ve Anonim Selçukname’ de nakledildiğine göre, o dönemler Zara’nın iradı 100 bin dirhemdi ve bu ikta karşılığında adı geçen emirin 60 kişilik cebelü (Asker gurubu) beslemesi gerekiyordu.

Zara Çevresi, Selçuklu tarihinin üzücü olaylarından birisine de sahne olmuştur. Bu da Kösedağ Savaşı' dır. Sultan Gıyasettin Keyhusrev yönetiminde Sivas’tan hareket eden 80.000 kişilik Anadolu Selçuklu ordusu ile Baycu Noyin yönetiminde Erzincan’ dan gelen 100.000 kişilik Moğol ordusu, Zara’nın kuzeydoğusunda 1 Temmuz 1243’ te savaşmışlardır.

Zara bu tarihten 1335 yılına kadar Moğol tahakkümü altında kalmıştır. 1335-1381 yılları arasında da Eratna Devleti sınırları içinde yer almıştır. Zara’ nın Eratna Devleti içinde olduğu dönemde Divriği sınırından itibaren Memlüklü Devleti toprakları başlıyordu.

Eratna Devleti’ nden sonra aynı topraklarda Kadı Burhanettin Ahmet Devleti kurulmuş, Zara da bu devlet sınırları içinde yer almıştır. Kadı Burhanettin Kazabad (Kazova) Savaşı' nda Sultan’ ın atını almak isteyerek ihanete yeltenmiş olan Emir Kör Beyazid’ in 1382 yılında huzura gelip af dilemesi üzerine ihsanda bulunup Zara ve Todurga (Tödürge) vilayetlerini kendisine Suyurgal olarak vermiştir.

Kadı Burhanettin Ahmet’in yayla mevsimlerini Kösedağ’ da geçirdiği bilinmektedir. Bezm-i Rezm’ e 1387, 1394, 1395 ve 1396 yılları yaz aylarını Kösadağ’ da geçirdiğine ilişkin kesin kayıtlar mevcuttur. Bu dönemlerde Kösedağ devletin bir çeşit yazlık başkenti halini almaktaydı.

Akkoyunlu Hükümdarı Kara Yülük Osman Bey, Sivas Hükümdarı Kadı Burhanettin’ den 1398 yılında sürüleri için yaylak yeri göstermesini istemiştir. Kadı ise kendisine sonbahara kadar bir yer vermiştir. Muhtemelen buna kırılan Osman Bey, hükümdardan izin almaksızın memleketine dönmek üzere Divriği Kalesi’ ne doğru hareket etmiştir.

Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde Zara Arz-ı Rum (Erzurum) eyaleti Paşa (Merkez) sancağına bağlı olup, Harput-Arapkir-Divriği üzerinden gelip Karadeniz’e giden ticari yol üzerinde yer almıştır. Osmanlı dönemi kayıtlarından, Kanuni Sultan Süleyman’ ın 1539 yılında çıkardığı bir fermanla, Zara yöresine, Koçgiri Aşiretini yerleştirdiği anlaşılmaktadır. Söz konusu aşiretin daha önce Horasan’ dan gelip Dersim dağlarına yerleştikleri, Sultan Alaaddin Keykubat tarafından Derviş Beyaz adlı bir aşiret büyüğüne verilen tarihi bir şecerede belirtilmiştir.

Zara’ nın 18. yüzyılda Sivas Beylerbeyliği’ ne bağlı bir yerleşim birimi olduğu, 1771 tarihini taşıyan muhtemel bir Alman tarafından çizilmiş Osmanlı İmparatorluğu haritasından anlaşılmaktadır. Bahse konu haritada Zara, Gazzara şeklinde zikredilmiştir.

1836 yılında Koçgiri adıyla nahiye olan Zara, 1854 yılında Sivas vilayetine bağlanmış, 1870 yılında Koçhisar (Hafik) bucağı ile birlikte Sivas Merkez Sancağı’ na bağlı kaza statüsüne yükseltilmiştir. Belirtilen tarihte Zara, Sivas’ a bağlı 8 ilçeden birisi durumundadır. 1870 yılında yapılan sayımda Zara’ da 17.732’ si Müslüman, 1780’ i gayrimüslim olmak üzere 18.512 erkek nüfus tespit edilmiştir.

Zara’ da Belediye teşkilatı 1871 yılında kurulmuştur. Bu dönemde ilçe merkezinde Bezzaz, Çarşıbaşı, Hatip, Nefs-i Zara, Yenicami ve Kilise mahalleleri olmak üzere 6 mahalle yer almaktaydı.

1877 yılındaki idari düzenlemede de Koçgiri (Zara) Sivas vilayeti merkez sancağına bağlı bir kaza olarak statüsünü devam ettirmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’ nun 93 Savaşına (1877-1878 Osmanlı -Rus Savaşı) girmesini müteakip çıkarılan 9 temmuz 1878 tarihli Nizamname gereğince, ilçenin dağ köylerine yerli halkın “Kars Göçmeni” adını verdiği Kırım ve Kafkas göçmenleri yerleştirilmiştir.

1877, 1888 ve 1892 yıllarındaki düzenlemelerde de kaza statüsü devam ettirilmiştir. Zara Osmanlı İmparatorluğu’ nun son dönemlerinde önem kazanmıştır. Şemsettin Sami, Kamus ül Alam isimli eserinde “Sivas Vilayeti Merkez Sancağı’ na bağlı bir kaza” olduğunu zikretmekte,yine Osmanlı araştırmacılarından Kolağası Ali Cevat Bey ise1897 yılında yayımlamış olduğu Memalik-i Osmaniye’ nin Tarih ve Coğrafya Lügati isimli eserinde, Zara'yı “Sivas Vilayeti Merkez Sancağına bağlı 41.000’ i Müslüman, 58.000 nüfuslu bir kazadır. 19 nahiyesi ve 128 köyünde 2 medrese, 30 okul bulunmaktadır” şeklinde bilgi vermektedir.

Zara Osmanlı İmparatorluğu' nun son dönemlerinde biraz daha önem kazanmıştır. Sivas 1908 yılında 4 sancaklı, 28 kazalı bir vilayetti.Sivas' ın bugün ki mülki sınırları içerisindeki ilçelerden yalnız Koçgiri o günlerde 2. sınıf ilçe statüsünde olup diğerleri 3.sınıf ilçe statüsündedirler.

İlçeye toplu olarak yerleştirilen ilk askeri birlik 36.Piyade alayı olup nisan 1914 tarihinde gelmiştir. Alay Komutanı Yarbay Reşit Bey' dir. 1. Dünya Savaşının başlaması üzerine söz konusu alay Giresun' a nakledilmiş, alayın binalarını inşa etmek için gelen amele taburu Zara' da kalmıştır. Bu taburun yol yapmak üzere Suşehri - Erzincan güzergahına gitmesinden sonra ilçede bir Talimgah Birliği kurulmuştur.

1915 yılında Talimgah Birliğinde baş gösteren bir salgın hastalık üzerine, Zara' da 3 doktorun çalıştığı bir Askeri Hastane kurulmuştur. Salgının önü alınamayınca ilçedeki askerlerin bir bölümü hayatlarını kaybetmişlerdir. Ölenlerin çok olması defin işlerinde de problemler çıkarmıştır. Bunun üzerine 1915 yılında her birisi 50-60 cenaze alan büyük toplu mezarlar yapılarak Zara Şehitliği tesis edilmiş, yapılan anıt ise 1917 yılında bitirilmiştir.

1939 Erzincan depreminden etkilenen ve üst kısmından bir parçası yıkılan bu anıt 1974 yılında tamamen yıktırılarak yerine sembol olarak dikdörtgen şeklinde bir anıt yapılmıştır.

1987 yılında ise esasına sadık kalınarak yeni bir anıt yapmış ve devrin Cumhurbaşkanı Kenan EVREN tarafından açılmıştır.

Erzurum Kongresi ’ne Zara' da bir temsilci göndermiş, kongrede zamanın Belediye Başkanı Emekli Yüzbaşı Recep Efendi tarafından temsil edilmiştir. Atatürk, Erzurum’dan Sivas’ a giderken 2 Eylül 1919’ da Zara’ ya uğramıştır.

Atatürk, eşi Latife Hanım ve beraberindeki heyetle birlikte Sivas’tan Erzincan’a giderken 28 Eylül 1924’ te Zara’ ya uğramıştır. Buradaki istirahatları sırasında eşi Latife Hanım, yöredeki çocuk doğum ve bakım adetleriyle ilgili sorular sormuş, bunun üzerine getirilen bir mahalli ebe kendisine bilgiler vermiştir. Bu seyahatin dönüşünde Atatürk ve beraberindekiler Şebinkarahisar’ dan Sivas’ a giderken 12 Ekim 1924 günü tekrar Zara’ ya uğramıştır.